Fuar düzenlemeye ilk başladığımız günlerde, hangi sektörde ve hangi projeler üzerine yoğunlaşacağımız hakkında çalışmalar yapıyorduk. Sektörler ve projeler hakkında yaptığımız liste ve detaylı çalışmalar sonucunda, en uygun proje olarak “Bina Otomasyon Fuarı” düzenlemeye karar kıldık. Ancak sektörü incelediğimizde bu başlığın yetersiz olduğunu da öngörerek, fuarımızı “Bina Otomasyon ve Güvenlik Fuarı” olarak isimlendirdik ve içeriğini de buna uygun olarak hazırladık.
Sıra sektör ile daha yoğun iletişime geçtiğimiz noktaya geldiğinde, kademeli olarak sektörü tanımaya başladık. İlk planlamamızda “Bina Otomasyon” tanımının içine, bir binada yer alan düğme, hareket, etkileşim ile harekete geçen sistemlerin tamamını kattık. Yani aydınlatmadan, asansöre, yürüyen merdivene, kapılara, kepenklere, ses-görüntü sistemlerine kadar hepsi burada yer aldı. Bu ürünlerin ve fazlasının tamamını kapsayacak şekilde projelendirdiğimiz fuarımızla ilgili sektör ile kurduğumuz iletişim arttıkça da daha fazla yorum yapabilir hale geldik.
1999 yılında yapılan bu çalışmalardan bugüne, yani 2016 yılına gelmiş bulunuyoruz. Bina Otomasyon ve Güvenlik Fuarı olarak başlattığımız fuarımız 3. yılında ISAF adını aldı, 2007 yılından itibaren de tüm dünyada tanınmaya başladı. 9 yıldır devam eden çalışmaların neticesinde ISAF bugün sektöründe dünyanın sayılı fuarları arasında yerini almış bulunuyor.
Sektörde geçirdiğimiz 17 yıl içinde güvenlik ve yangın sektörlerinde gözle görünür gelişmeler ve radikal değişimler yaşandı. Ürünlerde, ürünlerin pazar paylarında, kullanım oranlarında, kullanıldığı alanlarda gelişmeler yaşanırken; sektördeki firmalarda, firma kalitesinde ve sayısında da radikal değişimler yaşandı. Özetle tarif edecek olursak, sektör büyüdü firma sayısı arttı ve ürünler teknolojik olarak gelişti.
İnsanın, geçmişten bugüne, gıda ve barınma ihtiyacından sonraki en temel dürtüsünün güvenlik üzerine olduğu hepimizin bildiği bir konudur. Güvenlik tedbirlerindeki gelişmeler de, periyodik olarak yaşanan olaylara paralel gelişim gösteriyor. Hangi alanda bir güvenlik eksiği oluşursa o alanda sistemler gelişiyor veya mevcut ürünler o alanda daha çok kullanılmaya başlanıyor. Güvenlik ürünlerinin ne alanda ne yoğunlukta kullanıldığını şöyle bir hafızalarımızdan geçirirsek de hepimiz aşağı yukarı bir tarihsel çizelge çıkartabiliriz.
Güvenlik ürünlerinin son bir yıl içinde kullanımının en çok konuşulduğu alan “üretim ve sanayi” üzerinedir. Nesnelerin kendi arasında iletişim kurması ile birlikte başladığı kabul edilen ve “Endüstri 4.0” diye tanımlanan bu dönemde, aşağı yukarı tüm teknolojiler bir arada üretimi geliştirmek ve basitleştirmek amaçlı kullanılıyor. İşte bu noktada güvenlik ürünleri de yeni bir alanda yerini bulmaya başladı.
Güvenlik sistemleri üretim ve sanayide bugüne kadar tesisin güvenliği amaçlı kullanılıyordu. Güvenlik sağlanırken aynı zamanda içeride bulunan kameralar ile personelin de iş verimliliği takip ediliyordu. Ancak yeni sanayi devrimi dönemi yani Endüstri 4.0 ile birlikte, artık üretim süreçlerinde güvenlik sistemlerinin bir bölümü kullanılmaya başlandı. Daha çok gözetim, denetleme, izleme, kayıt sistemi ve ürünlerin kullanımı ile birlikte bütün üretim sürecini inceleme ve kontrol altına alma amaçlı çalışmalar, gelişmiş ülkelerde uygulanıyor.
Bu yazıyı hazırlarken başlamasına henüz 1 hafta süre olan ve ziyaret etmek üzere yola çıkacağımız Tayvan Secutech 2016 Fuarı’nın da ana teması bu konu olacak. Bu fuarda bu konuda yapılacak sunumları da merakla bekliyorum.
Bu fuarı takiben hemen gerçekleşmese de, birkaç yıl sonra sektörün bugüne göre radikal değişimler geçireceği açıkça görülüyor. Her yazımda ve sohbetimde özellikle belirtiyorum. Her ne kadar ürünlerin teknik özelliklerini sektörde yıllarını geçirmiş kişiler kadar bilemiyor olsak da, mesleğimiz gereği, işimize olan hâkimiyetimiz sektörün hangi yönde hareket ettiğini de görebilme yeteneğini bize kazandırıyor. Elbette bu tecrübe, oturarak elde ettiğimiz bir kabiliyet değil, işimizi iyi şekilde yapıp merakla yenilikleri öğrenmemiz sonucunda elde edildi.
Elbette ki üretim alanında kullanılan güvenlik ürünleri sektörün çok büyük bir parçasını oluşturmayacak. Hatta sektörün genel hacmi içinde önemsenmeyecek oranlara sahip de olabilir. Ancak, bu tür gelişmeler, kendisini belli alanda geliştirerek, söz sahibi firmalar arasında yer almak isteyen girişimci firmalar açısından çok önemli fırsatlar oluşturuyor.
Sektör tam bir yumurta-tavuk tarifine uygun bir şekilde kendi içinde yeni alanlar oluşturuyor ve bu alanlardan da yeni alanlar ortaya çıkıyor.
Feridun Bayram
Genel Müdür
Marmara Tanıtım Fuarcılık